Üre Nefes Testi Bursa
NEFES TESTİ İLE MİDE MİKROBU OLARAK BİLİNEN HELİCOBACTER PYLORİ’ Yİ SAPTAMAK ARTIK ÇOK DAHA KOLAY
Halk arasında mide mikrobu olarak anılan ve asıl ismi Helicobacter pylori olan bu bakteri tüm dünyada insanların yaklaşık %50 ‘sini etkiler. Gastrit, mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri, mide kanseri ile mide lenfomasının en büyük etkeni olan Helicobacter pylori enfeksiyonu, bu hasta gruplarında oldukça sıktır. Yapılan çalışmalarda gastriti olan hastaların %94’ ünde, mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri olan hastaların %100’ ünde, mide kanseri olan hastaların %92’ sinde, mide lenfoması olan hastaların %92’ sinde bu bakteri saptanmıştır. Türkiye’ de yapılan değişik çalışmalarda toplumdaki sıklığı %57 ile %82 arasındadır. Mide ağrısı, yanma, ekşime, şişlik, gaz, doygunluk hissi, ağız kokusu gibi birçok şikayete yol açan Helicobacter pylori enfeksiyonu aynı zamanda mide kanserine de yol açtığı için oldukça önemlidir.
İnsanlara en fazla enfekte sular ve iyi dezenfekte edilmemiş veya pişmemiş sebzelerle geçtiği gösterilmiştir. Helicobacter pylori enfekte suda birkaç gün yaşayabilir. Enfekte bireylerin, eş ve çocuklarında bakteri görülme olasılığı enfekte olmayan kişilere göre daha yüksektir. Bu nedenle aile içi yakın temas, aynı bardak ve kaşık-çatal kullanma gibi alışkanlıklar bulaşmada önemli rol oynamaktadır. Aynı zamanda annenin kendi ağzına götürdüğü mama kaşığı veya emzik ile bebeğe geçiş söz konusudur.
Helicobacter pylori’ yi saptamak için birçok yöntem mevcuttur. Bu yöntemler arasında endoskopi sırasında alınan mide biyopsilerinde hızlı üreaz testi veya patolojik inceleme önemli bir tanı aracıdır. Ancak her hastaya endoskopi yapmak veya endoskopik incelemede saptanan bu bakterinin tedavi ile geçip geçmediğini anlamak için işlemi tekrarlamak pratik olmayıp maliyeti de oldukça artırmaktadır. Kanda antikor bakmak da her hastada doğru sonuç vermeyebilir ve tedavi sonu değerlendirme için yanıltıcı sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle hastaya noninvaziv yani hastalara büyük bir işlem veya kan tetkiki yapmaya gerek olmadan tanı koymayı sağlayan yöntemler geliştirilmiştir. Dışkı antijen testleri bu bağlamda tanı için kullanılan basit testlerdendir. Ancak kullanılan teknik özelliğine göre duyarlılığı düşük olduğu için yanıltıcı sonuçlar verebilir. Üre nefes testleri, endoskopi ile alınan örneklerle yapılan hızlı üreaz testine benzer doğrulukla ve güvenilirlikte bu enfeksiyonu saptayabilir. Karbon 13 ve 14 kullanılarak yapılan üre nefes testleri %95 ve üzerinde duyarlılık ve özgüllükle bu bakteriyi saptamaya yarayan testlerdir. Ancak çok pahalı olmaları ve her yerde bulanmamaları nedeniyle kullanımları sınırlanmıştır. Son dönemlerde bu testlere alternatif olarak, bu bakterinin parçalamış olduğu ürenin içindeki amonyak miktarını ölçen nefes testleri geliştirilmiştir. %95’ e yakın duyarlılık ve özgüllükle Helicobacter pyloriyi saptayan bu yöntemde, hastanın 12 saatlik açlıkla testi yaptırmaya gelmesi gerekmektedir. Test öncesinde et ve bakliyat gibi protein içeren hayvansal ve bitkisel gıdalar üç gün önceden yenilmemelidir. Hastaya herhangi bir zararı ve yan etkisi olmayan bu testte hastanın açlık nefesinde ve üre çözeltisi içim sonrasındaki nefesinde amonyak miktarları ölçülmektedir. Çocuklar ve gebeler dahil olmak üzere tüm yaş gruplarında güvenle uygulanabilen bu test yaklaşık 10 dakika sürmektedir.
Dünyada her yıl bir milyon insan Helicobacter pylori ile ilişkili hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. Başta enfekte su ve sebzelerle bulaşan bu bakteriyi tekrar kapmamak için sosyoekonomik düzeyin yükselmesi ve sterilizasyon işlemlerinin uygun yapılması büyük öneme sahiptir.
Uzm. Dr. Murat Keskin