Hepatit B virüs enfeksiyonu tüm dünyayı ilgilendiren önemli bir sağlık problemidir. Tüm dünyada yaklaşık 248 milyon hepatit B taşıyıcısı olduğu ve her yıl 600 bin kişinin hepatit B ile ilişkili karaciğer hastalığından öldüğü tahmin edilmektedir. Türkiye’ de hepatit B görülme sıklığı %4.7’ dir.
Hepatit B virüsü insanlara kan ve kan ürünleri, cinsel temas, enfekte tıbbi cihazlar, dövme, damardan uygulanan uyuşturucu madde bağımlılarında enfekte enjektör kullanımı ve anneden bebeğe geçiş şeklinde bulaşmaktadır. Hepatit B enfeksiyonu değişik klinik durumlarla görülebilir. Bir kısım hastada halsizlik, iştahsızlık, sarılık, bulantı, kusma, karaciğer testlerinde anormal yükseklik (AST, ALT testleri normalin 10 katı veya daha yüksek)ile giden akut hepatit B tablosu gelişebilir. Hastaların büyük bir kısmında, taşıyıcı denilen, hiçbir şikayeti olmayan, kan testlerinde tesadüfen hepatit B virüsü saptanan, karaciğer enzimleri (AST, ALT gibi) normal olan inaktif hepatit B virüs taşıyıcılığı söz konusudur.
Bu gruptaki hastalar ömür boyu taşıyıcı olarak kalabilirler, taşıyıcı iken kronik hepatit grubuna girebilirler veya taşıyıcı iken siroz, karaciğer kanseri olabilirler. Bu nedenle taşıyıcıların 6 ayda bir kez kan tetkikleri, yılda bir kez ultrason yaptırmaları gerekmektedir.
Kronik hepatit B grubundaki hastaların ise hafif halsizlik, çabuk yorulma, isteksizlik gibi belli belirsiz yakınmaları olabilir. Tanı için kan tetkiklerinde AST, ALT değerlerinde yükselme, HBV-DNA denilen virüsün kanda ne kadar miktarda olduğunu gösteren tetkikinde genellikle 2000 IU/ml’ nin üzerinde değerlerin saptanması ve karaciğer biyopsisinde kronik hepatit bulgularının gösterilmesi gerekir. Tedavide genellikle antiviral ilaçlar veya interferon (günümüzde pegile-interferon) denilen enjeksiyonla uygulanan ilaçlar kullanılmaktadır.