Reflü; mide asidi ve içeriğinin yemek borusuna doğru geri gelmesi demektir. Reflü fizyolojik yani normal olarak da her insanda olabilir. Fizyolojik reflü atakları tipik olarak yemekten sonra oluşur, kısa sürelidir, hastada şikayete yol açmaz. Patolojik yani anormal reflü ise hastada şikayetlere yol açar, genellikle geceleri olur ve yemek borusunda hasar meydana gelir.
Hastalarda göğüs kafesinde yanma, ağrı, ağıza acı sıvı veya gıda artıklarının geri gelmesi, boğaz ağrısı, yutmada ağrı, yutmada güçlük, öksürük, ses kısıklığı, boğazda gıcık hissi, hırıltılı solunum, boğazda boğum varmış hissi gibi şikayetler gelişir. Uzun süreli reflü hastalığı Barret özofagus (tümöre dönüşebilen rahatsızlık), yemek borusunda darlık ve kansere, kronik larenjit, astım ataklarına yol açabilir. Tanı için genellikle gastroskop (ucunda ışıklı kamera sistemi bulunan endoskopi cihazı) ile yemek borusunun direkt olarak incelenmesi yöntemi kullanılır. Ancak bazı durumlarda baryumlu özofagus grafisi, özofagus impedans manometrisi, pH metre yöntemleri de kullanılabilir.
Tedaviye diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri ile başlanır. Genellikle asitli ve gazlı içecekler, yağlı, acılı ve salçalı yemekler, nane, baharatlar, limon ve portakal suyu, çikolata, alkol, gibi yiyecek ve içeceklerden kaçınmak gerekir. Sigaranın bırakılması, kilo verilmesi, gece yatmadan en az 3 saat önce yiyeceklerin kesilmesi, dar pantolon, kemer, korse giyilmemesi önerilir.
İlaç olarak genellikle antiasitler, asit salgısını azaltan ilaçlar (proton pompa inhibitörleri ve H2 reseptör antagonistleri) kullanılır. Hiatal herni (mide fıtığı), yüksek doz ilaç tedavisine rağmen şikayetleri ve yemek borusundaki hasarları iyileşmeyen hastalara anti-reflü cerrahi operasyonları (açık veya kapalı Nissen operasyonu) uygulanabilir.
Son dönemlerde ameliyata gerek kalmadan uygulanabilen endoskopik tedavi yöntemleri de kullanılmaya başlanmıştır. Ancak bu yöntemlerin uzun dönem sonuçları henüz bilinmemektedir.